26 Ekim 2015 Pazartesi

Kadıköy farkı..

Muhteşem bir atmosfer.Sahaya kim çıksa bacakları titrer.Bu tür derbilerde tecrübe herşeyin önüne geçebiliyor.Teknik direktiflerin, taktiğin, yeteneğin..Gerçekten senede 2 kere yaşanan bu ezeli rekabet, sahada yaşananlarıyla hepimizin hafızalarına kazınıyor. Fenerbahçe hiç olmadığı, sezon başından beri hiç başlamadığı ya da başlayamadığı kadar agresif başladı maça.Daha ilk faulden Caner o gerilim hattını gösterdi bize.Ben şahsen ilk 20 dakikanın nasıl geçtiğini anlayamadım.Eminim sahadaki futbolcuların çoğu da ilk gelen gole kadar ne olup bittiğini anlayamamıştır.Herşeye rağmen sahada sakin kalmaya çalışan futbolcular vardı.Bilal gibi Gökhan Gönül gibi. Derken Carole sakatlandı, Selçuk yan hakemin bayrağına aldanıp topu Volkan’a attı, ofsayt mofsayt ve Diego golü attı.Ve Carole’ün sakatlığı Galatsaray adına oyunu değiştirecek adamın(belkide hayatının maçını oynadı) oyuna girmesine vesile oldu.Gole kadar da Fenerbahçe’nin yoğun bir baskısı vardı ve pek çok tehlikeli atak girişiminde bulundu.Özellikle beklerin hem Podolski hem Yasin’i döndürmemesi ve Sneijder’e uygulanan sert ve sıkı markaj Galatasaray’ın ısrarla pasla çıkmak istemesine engel oldu.Umut Bulut’un son derece yetersiz ve verimsiz oluşu adeta 1 kişi eksik oynattı Galatasaray’ı.Ve Galatasaray koca bir ilk yarıyı neredeyse kaleye gidemeden tamamladı.İlk yarıda oyunu şekillendiren Fenerbahçe’nin psikolojik üstünlüğü, bununla beraber oynadığı sert ve agresif oyun oldu.İlk yarıda Galatasaray her ne kadar pas yapıp oyunu soğutmak, rakibin tansiyonunu düşürmek istese de yaklaşık 46 bin taraftarın da etkisi ve desteğiyle bu pek mümkün olmadı.Bir de üstüne iki stoperinin de sarı kart görmesi Galatasaray adına ikinci yarının çok zor geçeceğine işaret ediyordu. İkinci yarıda hemen bir oyuncu değişikliği beklerken Hamza hoca Umut Bulut la devam etti.İlk değişiklik Sinan Gümüş-Umut Bulut olabilirdi ama hoca belki de Sinan’ı o bahsettiğimiz tecrübesizliğine kurban etmek istemedi.Ve Galatasaray oyunu dengelemeye başladı.Buraya bir parantez açmak istiyorum.Her takımın bir berabere oyunu,öndeyken oyunu ve gerideyken oyunu vardır.Fakat Galatasaray’ın sıfır sıfır oyunu çok kötü.Bu kaçıncı defa geriye düşüyor bilmiyorum ama Galatasaray’a temposuz,sakin oyun yaramıyor, en azından şu anda oynayamıyor.Galatasaray biraz vites yükseltip, pas temposunu artırınca rakibin dengesini bozmaya başladı.Bununla beraber Olcan’ın girişinden sonra sol kanatta bir savunma zaafiyeti beklerken aksine Olcan’ı bir çok kontratağı kesmesi beni çok şaşırttı.Galatasaray çok net pozisyonlar bulamasa da baskısını kurdu ve yaklaşık 25 dakikalık periyotta Fenerbahçe’ye birkaç kontratak fırsatı vermesine rağmen oyun üstünlüğünü ele geçirdi.Ve bence sahanın en iyilerinden Diego’un oyundan çıkması hatalı bir değişiklikti.Fenerbahçe hiç top tutamamaya başladı.Yine bir duran top daha doğrusu köşe vuruşu dolaylı yoldan da olsa Galatasaray’a golü getirdi.Volkan’ın ısrarla oyunu soğutmasına göz yuman Fırat Aydınus’un daha ilk aut vurşunda Muslera’ya sarı kart çıkarmasını hakemlerinden atmosferden ve taraftar baskısından etkilenmesine bağlıyorum. Sonuç olarak Fenerbahçe belki de sezon başından bu yana en iyi ve verimli futbolunu oynadı.Bu oyun taraftarı ilerleyen haftalar için ümitlendirmiştir.Galatasaray adına bence üzerinde durulması gereken tek oyuncu Olcan Adın.Hemen hemen ikinci yarıda bütün aksiyonların içinde o vardı.Bir sakatlık olmasa önümüzdeki 4-5 maçlık periyotta onu yine solbekte izleyeceğimizden eminim.

24 Ekim 2015 Cumartesi

Derbi

Önce ev sahibinden başlayalım.Fenerbahçe de enteresan şeyler olmaya devam ediyor.Aleyhte yazan gazetecileri stada almamak çok komik ve mantıksız.Bu işin basın özgürlüyle felan bi alakası yok.Bu ve medyanın diğer alanlarında ki benzer olaylar devam ettiği sürece Güneydoğu da özerklik isteyenleri tartışmaya da gerek yok..Zaten herkes "Feodal Beyliği'ni" ilan etmiş bu ülkede.. Bu sert girişten sonra biraz futboldan bahsedelim.Ev sahibi malumunuz yıllardır kaybetmiyor.Sırf bu istatistiğe güvenip arabasını satıp kupon yapan var.Bu neyin kafasıdır bilinmez ama aklı başında Fenerbahçe taraftarı takımının dört dörtlük olmadığını görüyor.Ve ben son iki maçta alınan galibiyetlere rağmen Fenerbahçe'nin hala sahaya istediklerini yansıttığını düşünmüyorum.Duran toplar haricinde sadece takım genetiğine işlemiş bek bindirmeleri ve ortaları Fenerbahçe'nin en önemli hücum silahı.Hem Ajax hem Kayserispor maçlarında gördük ki Fenerbahçe etkili bir pas oyunu oynayamıyor.Pas temposu çok düşük, dikine etkili toplardan ziyade tercihler hep yana..Bu ön bölgede oynayan oyuncuların henüz görev dağılımın netleşmemesinden kaynaklanıyor olabir.Yani aslında bahsettiğimiz dikine toplarla rakip yarı sahada buluşması gereken isim Diego iken o genelde kendi yarı sahasında veya orta sahaya yakın bölgelerde topa 'mahallede topunu kimseye vermeyen çocuk' muamelesi yapıyor. Nani eğer Ajax maçındaki gibi oynayacaksa Galatasaray taraftarının oynamasını en çok isteyeceği oyuncu olacaktır.Fenerbahçe için kilit nokta Caner'in hücümdaki etkinliği ve en önemlisi duran toplar.Hem savunmada hem hücumda bir önceki derbi gibi duran toplar maçın kaderini belirleyebilir.Bu açıdan baktığımızda ben hem Fernandao'nu hem de Van Persie' nin beraber oynama ihtimalini hic zayıf görmüyorum.

23 Ekim 2015 Cuma

Anahtar: Duran Top

Önce şu diziliş karmaşasına bir açıklık getirelim.İlk önce yayıncı kuruluştan başlayalım.Herhangi bir taraftarın eline ilk 11 kağıdını tutuştursanız, takımı maç öncesinde ekrana getirilenden daha düzgün dizer.Bir de bazı gazetelerin spor sayfalarına atıp tutuyorlar; spor sayfasındaki grafiklerin yanlış olduğuyla ilgili.Yayıncı kuruluş Persie' yi sola Nani' yi santrafor bölgesine koyarsa gazeteler ne yapsın. 2. Si..Bu bahsi geçen 4-2-3-1 ler 4-3-3 ler yada 4-4-2 ler en net santra vuruşlarında yada top rakip takımın merkez savunma oyuncusundayken belirginleşir.Top oyun içinde hareket ettikçe özellikle de kenarlara geldikçe savunma yapan takım yaptığı savunma anlayışına göre kaymalar gerçekleştirir ve top sahanın farklı bölgelerinde gezdikçe farklı dizilişler ortaya çıkar.Dolayısıyla toplamı 10 eden bu farklı sayı kombinasyonlarının pratikte bir geçerliliği yoktur.Çünkü takım içerisindeki görev dağılımı hem hücumda hem savunmada oyuncudan oyuncuya değişir ve bunu bu kadar düz sayılarla bir de üstüne vura vura ifade etmek laf kalabalığın başka bir şey ifade etmez.Aslolan ise her oyuncunun sahada kendine ait bir bölgesinin olduğu ve topun olduğu yere yada tarafa göre o alanda aldığı pozisyondur.Bu bazen bir oyuncuyu marke etmek gibi görevlerle bahsettiğimiz durumdan farklılaşabilir..Yazıyı hala okumaya devam edenler varsa maçı anlatmaya geçebiliriz. Fenerbahçe de en dikkat çeken durum şüphesiz Gökhan Gönül'ün nihayet bir maçta forma giymesiydi.Sezonun ilk resmi maçını biraz zorlanarakta olsa bitirmeyi başardı.Maç eksiği çok bariz olduğu için derbide Şener in oynaması kuvvetle muhtemel. Fenerbahçe son iki maçında da kilidi duran toplardan çözdü.Pozisyin zenginliğinden uzak bir görüntüsü var.Yine olan pozisyonlarda da Caner ve Diego isimleri ön plana çıkıyor.Ajax maçında da ilk tehlikeli atağı Diego nun şutu sonrası yakaladı Fenerbahçe..İşin savunma kısmında bu orta saha kurgusuyla rakibe çok fazla pozisyon vermiyor.Hatırlayalım Molde maçında kontraataktan gelen gol Mehmet Topalın oyundan çıkmasından sonra olmuştu.Derbi hakkındaki fikirlerimizi bir sonraki maçta daha uzunca dile getirelim.Fenerbahçe Ajax a net bir pozisyon vermeden maçı kazanmasını bildi..

4 Ekim 2015 Pazar

İki 8 numaranı birden..

Yayıncı kuruluş, maç öncesinde ilk 11 leri veriyor. Fenerbahçe'yi 4-2-3-1 şeklinde dizilecekmiş gibi gösteriyor. Diego oynuyor ya! Sonra daha büyük bir gaf yapıyor muhabir. Vitor pereira ile röportaj yaparken Diego'yu soruyor. Soru olup olmadığı da tartışılır.'Diego ilk kez kendi pozisyonunda oynayacak.Bu konu hakkında ne söylemek ister Hoca?' hoca muhabire dönüp:'kendi pozisyonu ne olakine?', muhabir:' öhö öhımm; 10 numara forvet arkası pozisyonu' hoca: 'biz 10 numaralı bi sistem oynamıyoruz ki!?!!¿ Kızma hocam..Onlar ne bilsinler Fenerbahçe nasıl oynuyor.Onların görevi değil ki Fenerbahçe'nin yakın zamanda oynadığı maçları analiz edip,hazırlanıp ona göre size; oyunun teknik kısmıyla ilgili sorular sormak.Halbuki azıcık takip etse yada bu işle ilgilenseler,sezon başından beri 4-2-3-1 oynatmadığınızı bilirler.Azıcık takip etse,şampiyonlar liginden elendiğinden beri Fenerbahçe nin 4-3-3 oynadığını bilir.Gerçi onlar ne yapsın hocam.Sizinde ne yapacagınız belli olmuyor ki!Maçı önde götürüyorsunuz, bi bakmışız iki orta saha oyuncunuzu AYNI ANDA oyundan almışsınız.Kim yapmış böyle bir değişiklik?(cok yaşlı degilim amma..) Ben hayatım boyunca skor üstünlüğünü elinde bulunduran bir takımın 2 orta sahasını birden degistirdigini görmedim. Hazırlık macı degilki bu.Hem hayırdır zamana mı ihtiyacınız var zamandan çalmamak için ikisini birden oyundan alıyorsunuz! Oyun konsantrasyonu denen , oyuna ısınmak denen bir sey var.Bu oyuncular robot değilki.Ozan la Souza ne olup bittiğini anlamadan Akhisar bi duran top kazandı ve sezon başından bu yana yaptıkları en iyi işi yaptılar.Zaten öncesinde de oyunun kontrolü Akhisar a geçmisti.Orta sahayı kaybettiği ve oyuncularında gözle görülür bi yorgunluk olduğu için bu değişiklikleri yaptı antrenör ama ters tepti tabi.Bakıyorsunuz Şükrü Saracoğlu'nda Akhisar sizi kendi yarı alanınıza ittirmiş set hücumu oynuyor.Elbette olabilir.Oynadığınız oyun, maça göre ve veya skora göre değisebilir.Ama sonra derler adama:'sen hani sezon başında demiştin hep önde basan coşkulu futbol oynayan bir takım olucaz' diye..Kusra bakma ama taraftar ıslıklayıp mac 2-2 ye geldikten sonra herkes kendi evinde baskılı futbol oynar.Fenerbahçe goller dışında mac 2-2 ye gelene kadar rakip kaleciyi zorlayacak bir pozisyona giremedi.Kötü futbolu anlatmayacagım.Bu ülkede herkes az cok görüyor ne olup bittiğini.Sadece bi konu var onu da demezsem catlarım! Şener öyle Gökhan'ı falan kesemez. O işler acık alanda topla buluşup muz orta yapmakla olmuyor.Fenerbahçe de sağbek oynamak için bu yetmez! Sonuç olarak Fenerbahce kazanmayı özledi.Homurtular yükselmeye devam ediyor.Ortada cok ciddi paralar harcanarak kurulan cok ciddi bir kadro var.E Aziz başkan da var.Bakalım bu keskin virajı nasıl alacak Fenerbahce..

1 Ekim 2015 Perşembe

celtic park..

Güzel şeylerden bahsedelim.. Celtic Park muhteşem bir stad. Muhteşem bir atmosfer. Dünyanın hic bir yerinde oynamaya benzemiyor. Kamera açılarından stad ışıklandırmasına, akustikten gol sonrası sevinçlerine kadar herşey o stadta bulunan herkese ayrı bir haz vrriyor.. Belki kimisi bulunduğu yer itibariyle oyuncuları net göremiyor , pozisyonlar ve goller tekrar tekrar yakın çekimde görülemiyor ama hangimiz o stadda olmak pahasına bunları önemser ki.. Celtic maça ev sahibi olmalarınında avantajıyla dominant başladı. Fenerbahçe'nin uzunca bir süre topla rahat oynamasına müsade etmediler. Heralde biz maçı izleyenler gibi Fenerbahceli futbolcular da atmosferden etkilenmisti. Sonra bir bir Fenerbahçenin defolari ortaya cikmaya basladi. Şu bir gercek ki Fenerbahçe'nin bu stoper tandemiyle işi baya zor. İkisi de aynı tip oyuncular ve birbirlerine karşı ikisininde ekstra bir üstünluğü yok. Bu iki oyuncuda birbirini ezberleyene kadar Fenerbahce taraftarı verem olavilir. Tabi sadece stoperlerin bireysel savunma zaafiyeti degil mesele. Aynı zamanda orginazasyon eksikliğide aşikar. Kademe anlayışından uzaklar. İkiside aynı yere koşuyor yada ikiside aynı yere odaklanıyor demek daha doğru. Bukadar fizikli bir takım naıl bukadar kolay duran toptan gol yer anlaması güç dogrusu. Şener okadar kolay geçiliyorki sanki sahadaki misyonu sadece sağ cizgiden bindirip iceri muz orta yaomak mış gibi davranıyor. İkinci yarıda hoca bunun önüne geçmek için mecbur şener in arkasına bir tane daha stoper koymak zorunda kaldı. Fakat Fenerbahçe'nin formda oldukları zaman çok zengin bir oyuncu menüsü var. Bkz. Diego..Fernandao, Caner. Bunlar oynadıkları mevki itibariyle standartin dışında oyuncular. Fakat Hasan Ali okadar özguvenli ve olgun oynuyorki gercekten etkileyici bir performans. Fenerbahçe ikinci yarının ilk 25 dakikasındaki oyununu devam ettirebilseydi maç farka gidebilirdi. Fakat bunun sebebi Fenerbahcenin diğer maclarda yaşadığı gibi henüz oyuncuların en azından önemli bir kısmının fizik kondisyon açısından henüz tam hazır olmaması. Fenerbahçe taşlar yerine oturduğunda kesinlikle bu ligin en büyük favorisi. Fakat o taslar yerine oturduğunda Nani ye yer kalmayabilir. Yakın arkadaşlar Nani ve şener takıntımi bilirler..

20 Eylül 2015 Pazar

Uygar'ın gecesi

Gönül isterdi ki her maç sonunda sadece futboldan bahsedelim.Ne şampiyonlar ligi finali yöneten gurur kaynağımız Cüneyt Çakır’a laf edelim ne de diğer hakemlerimize..Ama bu haftaki maçlarda hakemler sonuçlara o kadar tesir etti ki maçı yorumlarken hakemleri teğet geçmek mümkün değil.
Dün Cüneyt Çakır çok kötü bir maç yönetti.Sadece penaltı pozisyonu değil, çıkardığı kartlarda da açık bir adaletsizlik vardı.Tabi Cüneyt Çakır ın bu performansı asla Trabzonsporlu futbolcuların beceriksizliğinin önüne geçemez.
Gelelim Barış Şimşek’e..O kadar kötü bir maç yönetti ki yaptığı hataları bazen telafi etmek için tekrar hatalı bir düdük çalıp yanlış düdükleri telafi etmeye çalıştı.Aslında düşündüğümüzde;adalet teorisine göre doğru hareket etti.Zira hakemlik müessesinin var oluş amacı adaleti sağlamak.Gel gelelim hakemler sadece  sahada adaleti sağlamak için değil aynı zamanda sahadaki görsel şölene katkı sağlamak, gerektiğinde gerilen ortamı yumuşatmak ve oyunun kuralına göre oynanmasını sağlamak için varlar.Dün Barış Şimşek yapması gerken bu işlerden neredeyse hiç birini yapamadı..durduk yere oyuncuları gerdi,tribünleri gerdi herkesi gerdi.Tek başına maçtan 3 dakika çaldı.Yanlış kartlar cabası.Sonra da sahalarda şiddet ve küfürü önleyemediğimizden yakınıyoruz.Artık maça geçebiliriz.
Fenerbahçe ilk yarının tek hakimiydi.Çok fazla pozisyona giremesede kaliteli ayaklarıyla ilk yarıyı önde kapatmasını bildi.Bununla birlikte kendi kalesine de Bursaspor’u yaklaştırmadı.Fenerbahçe’nin sezonun bu bölümünde Galatasaray’dan daha iyi takım savunması yaptığı kesin.Fenerbahçenin ilk yarıdaki fena olmayan oyununa ayak uyduramayan Ozan Tufan’ın öyle görünüyorki daha çok fırın ekmek yemesi lazım.Fenerbahçen in savunmadaki en zayıf halkası Kadlec idi.Fakat Bursaspor yapması gereken en son işlerden birini yaptı ve sürekli Necid’e yüksek toplar atmayı denedi.Tabiki Alves hepsini süpürdü.İkinci yarıda oyun kontrolunu yer yer yitirsede, Hasan Ali nin müthiiş çalımı ve çabasıyla ikinci golü buldu, ardından ortaya koyduğu mücadeleyle maçı kazanmasını bildi.Ama sanırım Meireles artk Fenerbahçe taraftarının bile antipatisini toplamaya başlamıştır.Zira henüz maçın  başındaki el pozisyonunda kart görseydi maçın devamında oyundan atılabilirdi.Fenerbahçe hakettiği bir galibiyet kazanadı.
Ve tabiki Uygar..Böyle bir taraftar karşısında ki özgüveni gerçekten takdire şayan.İlerleyen zamanlarda, sık sık hocasından süre alacaktır.En azından Meireles böyle oynamaya devam ettikçe illaki şans bulacaktır.
Gelelim Bursaspor’a.Ertuğrul Sağlam öyle görünüyorki Fenerbahçe’ye karşı sadece önlem almış.İlk yarıda  soldan isabetsiz bir orta dışında hiç bir pozisyona giremedi.Hele 77 numaralı futbolcu ‘Cucak’ neredeyse topla hiç buluşmadı.Böyle maçlarda koca bir yarıyı boş geçerseniz kadıköyde kazanmanız çok zor.Orta sahada görev yapan Faty isimli futbolcu fena top oynamıyor.Oynadığı pozisyon gereği isminden sıkça söz ettirmesede bu işle ilgilenenlerin dikkatini çekecektir.

17 Eylül 2015 Perşembe

Mehmet Topal'ın ahı

Tam galatasaray kaynıyor derken fenerbahçenin molde maglubıyetı adete galatasarayın kaynama noktasını yukselttı..malum bizdekı kaynama noktaları genelde rakip takımlara endekslı oluyor..
Molde takımından baslayacak olursak, sahaya 4-1-4-1 seklınde dızılen oyuncuların kahramanlıga soyunmadıgı herkesın ısını yaptıgı blokları bırbırıne cok yakın yogun bır takım.Liglerı bıtmek uzere oldugu ıcınde form duzeylerı fenerbahceye gore bayagı yuksek.her cıktıkları atagı bıtıren bır sekılde topu kaleye dogru atarak rakıp kaleye hucum eden ve bu sekılde fenerbahcenın kontratak yapmasına musade etmeyen gerıde mac boyunca hıc eksık yakalanmayan, hıcbır tanıdık oyuncusu olmayan sempatık bır takım.Boyle bir takımı ancak fenerbahcenın ılk atııgı gol gıbı toplarla yanı playstatıon tabırıyle ucgen+L1 'le bozabilır ve pozısyona gırebılırsınız..aslında bunu hocada bılıyordu hatta belkıde sırf bunun ıcın meireles'i oyunda tuttu yoksa meirelesin sahada okadar sure oynamasının baska bır acıklaması olamaz.
fenerbahceye gececek olursak belliki hoca cıft santraforlu sıstemde okadar da ısrarcı degıl..belkı ıc saha maclarında anadolu takımlarına karsı boyle oynayabılırsınız ama ılerde basamadıgınız zaman hele de rakıp takım savunma oyuncularının bıraz ayagı duzgunse ve bıraz da sogukkanlı ıseler bu sıstem cok da sökmez..Fakat enteresan olan Vitor Pereira nın işler yolunda gitmediginde hemen faturayı mehmet topala kesmesı..fenerbahce aslında saha geometrısınde orta sahada 3 lu oynuyor fakat orada bır mehmet topal oldugu zaman 3 kısıden fazla oldukları kesın..zıra bunu mehmet topal cıktıktan sonra rakıp takımın her topta orta sahayı gecıp dırek rakıp kaleye gıtmesıyle gorduk.Tabı bunda ozan tufanın kotu oyununda payı var..ozan buldugu sut fırsatlarnın bırını ayak ıcıyle degerlendırseydı en azından belkı kaleyı bulabılırdı.
Gelelım Robin van Persie ye..fenerbahcenın en sansasyonel hatta Turkıyenın bu senekı en flas transferi.Fakat malesef isimler oynamıyor..Galatasaray dakı Podolski probleminin bir benzeri hollandalı için geçerli.kaleyi bulan şutu oldumu hatrlamıyorum..bırakın sutu sırtı donuk tehlıkelı bolgede topu stop edıp fenerbahcenın orada cogalmasını saglayacak yada arkadaslarına duvar olacak bir hareketı yada bır on dırek kosusu yahut bır arka dırek kosusu olmadı.Ezcumle herhangı bır tehlıkelı atak organızasyonun ıcınde bulunamadı.fenerbahcenın en tehlıkelı futbolcusu gecen sezon oldugu gıbı bu sezonda Caner gıbı gorunuyor..O sol cızgıde calım atıyor sıfıra ınıyor 2 ye 1 yapıyor ve tabıkı tehlıkelı bolgeye tehlıkelı toplar atıyor..Ama bugun bir pozisyonda Canerin yuz ıfadesı adeta fenerbahcenın macı kaybedıcegının sınyalını verdı..mac 1-1.ıkıncı yarı.top taca cıktı ve caner tac kullanmak ıcın kenara gelıp top ıstedı orda ne gordu bılınmez yuzunde bır tebessum belırdı agresıf ksılıgıyle tanıdıgımız canerı oyle gorunce acıkcası ben sasırdım..sonra dıger fenerbahcelı oyuncularra baktımkı ne goreyım..Fenerbahce takımı sakınlesmıs,hatta mulayımlesmıs sankı sınırlerı alınmısta oyle 2. devreye cıkmıslar.Yanı aslında fenerbahcenın bu macı kazanamayacagı daha 2. yarının basından bellıydı..3 puan almaları gereken bır macta hele devre arasında hoca gazı almısken oyuncuların devreye bukadar sakın baslamaları macı kaybettırdı.Sonuc olarak bir hayal kırıklıgı.fenerbahcenın kadrosu genıs fakat aynı mevkıde cok fazla oyuncu oldugu kanaatındeyım..hatta bazı bolgelerdede hala eksıgı oldugu gıbı gorunuyor..pereira nın kredisi hamza hoca kadar dusuk olmıcaktır.nede olsa eglencel esprılı saha kenarında agresıf..bırde neydı, ha yagmur magduru..